24 Aralık 2011 Cumartesi

Üzerine çizik atılmış hayallerim

" 'Hayal' in üzerine bir çizik atınca 'hayat' olur. "
Geçen gün eski günlüklerimi okuyordum. Yıllar önce yazdığım bir yazıyı buldum. Tam bir Juliet'mişim heralde. Buraya o yazıyı aktarmak istedim, resmen aşk için yanıp tutuşan küçük bir kız. Bir sürü hayalim varmış. Onları kimler almış?

"Şu dünyayı katlanabilir kılan, her türlü durumda yüzüme gülümseme kondurmayı başaran üç sihirli harf var benim için. Hatta bu harfler o kadar özel ki, onlara ulaştığımda dünyada sihire en yakın olan tek şeye tanık olacağıma inanıyorum.

Bu üç harf sanki gökyüzünde asılı üç parlak yıldız gibi karanlık bir geceden kalan. Elimi uzattığımda sanki dokunacakmışım gibi gelen; ama aslında tahmin edemeyeceğim kadar uzak olan. Belki de kimsenin ulaşamayacağı kadar uzak. Bana büyülü gelen bu üç harf birleştiğinde ya "aşk" oluyor ya da "sen". Ama ne fark eder ki? İkisi de aynı anlama geliyor ve aynı derecede uzaklar bana; aynı derecede belirsizler, aynı derecede kafamı karıştırıyorlar.

Gerçek aşkı sadece masallarda duydum ben. Ya da filmlerde gördüm, Romeo&Juliet'te okudum. Ama hiçbir zaman olmadı ki gerçekten birbirine aşık olan iki insanla karşılaştım. Hiçbir zaman olmadı ki, o masallardaki gibi sonsuz mutluluğa kavuşanı gördüm. Ama bildiğim bir şey var ki; eğer varsa öyle biri, yalnızca "bir" tane var bu dünyada. Ve kocaman bir dünyada sayılamayacak kadar fazla insanın arasından seni bulmak; yağan yağmurda tüm yağmur taneciklerini saymaya çalışmak gibi. Yani, imkansız.

Her gece kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum ve dilek yıldızımdan seni diliyorum. Her batan güneşten gittiği yerden seni getirmesini diliyorum. Çünkü biliyorum ki, bu dünya sensiz gitgide daha çekilmez olacak. Güneş bana gülümsemeyi bırakacak. Biliyorum ki en sonunda bedenim sensiz olmaya dayanamayacak. Ama söyle bana, nasıl bulabilirim ki hayatımda hiç görmediğim gerçek aşkımı? Nasıl sağlayabilirim ki yanıma gelmeni, bir daha asla gitmemeni..

En azından bildiğim bir şey var ki; eğer bulursam seni, eğer karşılaşırsak bir gün, emin olabileceğim onun "sen" olduğuna, gerçek "aşk"ı bulduğuma. Çünkü gözlerimizin buluştuğu ilk anda gerçek bir aşk yazılacak gökyüzündeki yıldızlara. O anda bir yıldız kayacak gökyüzünde, kıpkırmızı bir gül açacak güneşin ışıltıları altında. Biliyorum ki o andan itibaren hiçbir zaman yalnız kalmayacağım. Senin kollarının arasında asla, hiçbir şeyden korkmayacağım. Mutluluğumuz yazılacak altın kitaplara, kelimelere dökülemeyen aşkımız konuşulacak beyaz güvercinlerin arasında.

O büyülü ana kavuşmayı o kadar çok istiyorum ki.. Sana kavuşabilmeyi o kadar çok arzuluyorum ki.. Ve seni daha tanımasam, görmesem bile inan kalbim sadece seni istiyor ve seni özlüyorum. Bil ki sevgilim, olur da kavuşamazsak yarım bir kalp bırakacağım arkamda. Ve bil ki, seni beklemekten vazgeçmeyeceğim asla. Her ne kadar belirsiz geleceğimiz korkutsa da beni, cesaretle duracağım karanlıkta, belki bir gün gelir de aydınlatırsın diye aşkınla.."

Evet. Yıllar geçti, sonra noldu? Hayat da aşk da ağzıma sıçtı. Siz siz olun, bulaşmayın böyle işlere.