10 Aralık 2011 Cumartesi

odun gibi gerçek

Yokuş aşağı yürüyorum. Sert esen rüzgar sayesinde bombok olmuş saçlarımı hışımla geriye atıyorum. Keşke yağmur yağsa, keşke o kadar yağsa ki ağladığım anlaşılmasa.

Peki neden ağlıyorum? Neden hiçbir gücüm kalmamış gibi kendimi yola teslim etmiş, umutsuzca yürüyorum? Ve en önemlisiyse ben düşüncelerim arasında boğulurken sen neden yoksun yanımda?

Hayatımda ilk kez "Bu sefer hayalkırıklığına uğramayacağım. Bu sefer mutlu olacağım." demiştim. Farklıydın çünkü, biliyordum. En başından anlamıştım farklı olduğunu. Bana bakışından beni sevebilecek insanın sen olduğunu hissetmiştim. Biliyodum, beni üzmeyecektin.

Neden hep her şey istediğimizden farklı olmak zorunda ki? Neden hiçbir şey göründüğü gibi değil? Bu ülkede kalbini kırabileceğin milyonlarca kişi varken, beni neden seçtin? Bu muydu yani hak ettiğim?

Canın sıkıldığında kullanabileceğin, işin bitince atacağım saçma sapan bir şey kadar değersiz mi görünüyordum senin gözünde? Yok, bu kadar basit olamazdı yada onca güzel şeyi söyleyen bir başkasıydı.

Neyse ne işte.. İyi rol yaptığını söyleyebilirim. Evet, yine kandırılan masum, ezik kız ben olmuştum işte! Sense hiç düşünmeden çekip gitmeyi bilmiştin.

Bana da öğretebilir misin nasıl bu kadar taş kalpli olunur? İkinci bir hıyarlığın tuttuğunda kaldırabilirim böylece.. Yada yoo.. o taş kalplilik ve bencilliği öğrendikten sonra ikinci bi hıyarlığını beklemez direk postalarım seni ülkene.

Malesef ben senin kadar başarılı değilim bu işlerde. Ne yazık ki bir kalbim var. Yada vardı diyelim. Artık o da kalmadığına göre (onu da tuzla buz ettin tebrik ederim) bende öyle boş boş yürüyorum işte. Amaçsız. Kendi benliğimin içinde kendimi kaybediyorum. Dışarı atamadığım hıçkırıkları yutuyorum. Ağlayamıyorum. Yalanlara, bahanelere umut sarmak istiyorum. Ama gerçek önümde duruyor. Koca bir kütük, odun parçası, orman yarması gibi. Yani aynı sen gibi.

Ben sıkıntıdan nefes bile alamazken, sen bana kendimi bu kadar basit hissettirip gidecek kadar acımasızsan, sorun değil.

En azından senin gibi olamadığım için sükrediyorum. Ben üzüntümü bir şekilde gideririm ama sen dostum, asla düzelmeyeceksin; çünkü ne bir kalbin var, ne de duyguların. O yüzden benden sana 'insan' tavsiyesi; hiç daha fazla bekleme, ait olduğun ormana geri dön. Ben burda iyi olurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder